Dark Antoloji Birinci Kitap

30.00

“Dark İstanbul’un fantastik, korku, gizem, polisiye ve psikolojik gerilim dünyasındasınız!”
Adem’le Havva’dan beri süregelen cinsler arası amansız ve kadim çatışmanın ortasındasınız.

Stokta yok

KARANLIĞIN GÖLGESİ İSTANBUL SEMALARINDA!

“Dark İstanbul’un fantastik, korku, gizem, polisiye ve psikolojik gerilim dünyasındasınız!”
Adem’le Havva’dan beri süregelen cinsler arası amansız ve kadim çatışmanın ortasındasınız. Kara kanatlı düşmüş melekler, katledilen kadınların kanlarıyla büyüyen ölüm ağacı, yosuna bulanmış taş duvarlı balkondaki vahşi cinayetler, Beşiktaş Kolonisi’ndeki infaz memuru, Boğaz Köprüsü’ndeki gizemli intiharlar, şeytan kanatlı Hezarfen Çelebi’nin döngüsü, korkudan korkmanın dayanılmaz paradoksu, Şehir Hatları Vapuru’nun görünmeyen yolcuları, düşle gerçek arasındaki saplantılı aşk, oyuncak bebeklere can veren ötekiler ve bunlar olurken omuzunuzda beliren el…

İstanbul’un karanlığı, geçmişiniz, şimdiniz, geleceğiniz, korkup da derinlerinize gömdükleriniz; sizin gerçeğinizdir…

Yüzleşmeye hazırsanız, Dark İstanbul’un dünyasına giriş yapmak için sayfayı çevirin!


İlham Kaynağı: Aşkın Zengin Akkuş / Tapınak Fedaileri / Dark Antoloji Birinci Kitap

Bu öykümün çıkış noktası, kadim zamanlardan bu yana, kadın ve erkeğin arasında yaşanan çatışmalar oldu. Aralarında geçen amansız savaşların taktiklerini, cephelerini, yıkım ve kazanımlarını vurgulamak istedim. Okuduğum kitaplarda, yaşadığımız dünyada hatta ülkemizde, erkeğin kadına bakışının yaratılıştan bu yana hiç değişmediğini, sadece şekil değiştirerek aynı ilkellikle devam ettiğini görüyordum. Bugüne kadar yazdığım kitaplarda kadının yerini farklı şekillerde anlatırken, bu öykümle birlikte konunun daha da derinlerine inmek istedim. Dinler tarihiyle ilgili kaynaklarda ve kutsal kitaplarda okuyup dikkatimi çeken bazı detaylar, bu öyküyü yazmama vesile oldu. Öykü, aynı zamanda yakında yayımlanacak olan romanımın kısa bir özetidir.

İlham Kaynağı: Aşkın Zengin Akkuş/ Şeytan Kanatlı Melek/ Dark Antoloji Birinci Kitap

Galata Kulesi her zaman dikkatimi çekmiştir. Kulenin tarihi dokusunu, geçmişte burada neler yaşandığını ve kuleyle birlikte adı anılan tarihsel figürleri araştırmaya başladım. Fakat bunu yaparken aklımda bir öykü yazmak yoktu. Sadece merakımı gidermek üzere yapılan araştırmalardı. Fakat kule ve civarıyla ilgili okuduklarım sonrasında, gerçek yaşamla ruhani dünyanın iç içe geçtiği bu öyküyü yazmaya karar verdim. Karaköy civarının genelevle anılma sebepleri de dahil olmak üzere, tarihte Galata Kulesi’ne musallat olan zengin bir tarikatın, bu kuleye verdiği zararları deşifre etmek istedim. Hezarfen Ahmet Çelebi ise en büyük ilhamımdı…

İlham Kaynağı: Attila Şanbay/Lunapark ve Bitmemiş Bir Gece/Dark Antoloji Birinci Kitap

Öykü ve romanlarımın çıkış noktaları çok çeşitlidir. Bazen bir hikâye ve hatta bir karakter, bütünüyle kendisi geliverir, karşıma dikilir. Bana anlatacakları şeyleri vardır. Bazılarımızın bildiği, pek çoğumuzun da bilmediği… Beni bunları yazmakla memur kılarlar. Yazılmak, bilinmek isterler. Ben de sadece, bu gördüklerimi kaleme alırım. (Almak zorunda bırakılırım.)

Öte yandan, elbette her zaman onların gelmesini beklemem. Onlardan önce davrandığım çok zaman da vardır. Onlarla aramızda bir yarış olabilir. Emin değilim… Fakat bildiğim bir şey var, onların zoruyla ya da kendiliğimden yazmaya mecburum. Bu belki bir lanet, belki bir hediyedir…

İşi onlara bırakmaya niyetli olmadığım zamanlarda, iyi bir hikâye anlatabilmek için, beslendiğim çok kaynak vardır. Memoratlar, fabulalar, coğrafi ve tüm genel mitoloji, dinler tarihi, karakter ve olay arketiplerinin okumaları-araştırmaları, sokaklarda oynayan çocuklar, vapurdaki yolcular, folklorik anlatılar hatta sokak dedikoduları… Kimi zaman da loş ve rutubetli tavan araları ya da bodrum katlarında yaşayan tüm o şeyler… İşte bunlardan beslenirim. Bunları yutup sindirmeye yarayan özel alıcılarım vardır benim. Ve bu besleniş hususunda oldukça iştahlı olduğumu da söyleyebilirim. Ben bir anlatıcıyım ve bir kâtip…

İlham Kaynağı: Funda Özlem Şeran/Korkunun Kendisi/Dark Antoloji Birinci Kitap

Dark Antoloji birinci kitapta yer alan öyküm “Korkunun Kendisi” ilk başta ortaya çıktığında, kendi halinde bir metindi. “Korkacak Bir Şey Yok” adını taşıyor ve gece yarısı kurtların uluduğu karanlık bir ormanda, Los Lobos yazılı tişörtüyle, çakan şimşekler karşısında gözünü bile kırpmadan yürüyen, şimdiki hikâyeye göre daha genç yaştaki bir korku tanrısını (bu durumda tanrıça) anlatıyordu. Aradan geçen yıllarda Phobos’la ilgili başka bir novella daha yazsam da bu hali hep ilk göz ağrım olarak kaldı aklımın ve bilgisayarımın bir yerlerinde. En nihayetinde Dark İstanbul’la birlikte, kendine çok daha güvenen ve yıkım gücü de eskisine nazaran hissedilir miktarda artmış olan bir tanrıça çıktı ortaya. İstanbul’un tarihi mekânlarını tıpkı bir turist gibi ziyaret ederken, bir yandan da o mekânların altında uyumakta olan kadim canavarları uyandırması ise en önemli alamet-i farikası. Eh, kıyameti başlatmak için de daha iyi bir şehir bulunamazdı bence.

İlham Kaynağı: Çağdaş Ulus/Ateş Kuşu/Antoloji Birinci Kitap

Dark Antoloji birinci kitapta yer alan Ateş Kuşu isimli öykümün çıkış noktası, birebir şahit olduğum bir intihar vakasıydı… İstanbul’da insanların gözü önünde yaşamına son veren bir kadının yaşadıklarını araştırdığımda, öğrendiklerim karşısında âdeta sarsıldım. Tarikat baskısıyla ruhsal çöküntüye uğrayıp intihar eden genç bir kadını ölüme götüren süreç, en büyük ilham kaynağım oldu. Yaşanmış bir olayı anlatan öykümü okurken tıpkı benim gibi ürpereceksiniz.

İlham Kaynağı: Ercan Akbay/Cellat/Dark Antoloji Birinci Kitap

İngiliz bilimkurgu yazarı Richard Matheson 1954 yılında yazdığı ‘The Omega Man’ adlı kült romanının yeniden uyarlaması olan ‘Ben Efsaneyim – I am Legend’ filmini izlediğimde, yakın gelecekte geçen distopik bir casusluk öyküsü kurmak üzerine düşüncelere daldım. Malûmunuz, salgın hastalık veya nükleer savaşların ardından gelen yitik dünya hikâyeleri bilimkurgu edebiyat geleneğinin yaygın kullandığı arka plan temalarından biridir.

Polisiye roman yazarı olarak, öncelikle uzun betimlemelerden ibaret distopyalardan ziyade, suç odaklı büyük kumpaslar geliyor aklımıza. Burada da tercihim öyle oldu. Bilimkurgu-gerilim-polisiye alt türlerini bir araya getiren öyküyü derin kurulum analizlerine girmeden, tasarruflu bir biçimde yazmaya çalıştım. Büyük dünya savaşı sonrasında tüm metallerin eriyip buharlaştığı ve atmosferi boğduğu bir dünyada yaşayan ağır suçluların -otoritenin yok olduğu bir kolonide- nasıl yargılanıp infaz edilebilecekleri sorusuna yanıt ararken, hikâyeyi ve karakterleri üç bilinmeyenli muamma üzerine yapılandırdım.

İlham Kaynağı: Yurdagül Şahin/Düşten Gerçeğe Gerçekten Düşe/Dark Antoloji Birinci Kitap

Kısacık bir haber okudum, ürperdim, dehşete kapıldım. Böyle bir şey nasıl olur, mümkün mü, araştırmaya başladım. Araştırırken Dark Antoloji birinci kitapta yer alan “Düşten Gerçeğe, Gerçekten Düşe” öyküm ortaya çıktı. Yarattığım anti kahramanın hâlâ etkisindeyim…

İlham Kaynağı: Mehmet Berk Yaltırık/Bakır Tastaki Kan/Dark Antoloji Birinci Kitap

“Bakır Tastaki Kan” adlı öykümün ilham kaynağı 2002 yazında “A Takımı” programının bölümlerinden birinde denk geldiğim bir hikâyeydi. Hikâye diyorum çünkü kaydına hiçbir zaman ulaşamadım. Orada üfürükçü bir kadının okuyup üflemesiyle deliren ve saklandığı Yedikule Zindanları’nda insanları öldüren bir kayıkçının bahsini işitmiştim. Bu bende ta o zamanda bir öykünün ilham kıvılcımını çakmıştı. İstanbul’da, Bizans dehlizlerine açılan harabelerden birine sığınan kayıkçı ve uyanan asırlarca yaştaki kesik başlı cadının onu delirtmesi şeklinde kısa bir öykü parçası karalamıştım. Seneler sonra 2018’de Twitter’da bu öyküyü biraz elden geçirerek flood-zincir şeklinde hikâyeleştirmiştim ama yine de eksik görüyordum. “Dark Antoloji”ye katılmam için davet gelince, eski İstanbul’da geçen bu öykümü yeni baştan yazmaya koyuldum. Eski dünyayla yeni dünyanın, imparatorluğun izleriyle cumhuriyetin bir arada bulunduğu o siyah beyaz, daima kalabalık ve kozmopolit ama şimdiye göre daha sakin İstanbul kareleri bu hikâyenin vücuda gelmesinde belki de en önemli ilham kaynağı oldu.

İlham Kaynağı: Özlem Ertan/Davetli/Dark Antoloji Birinci Kitap

Dark Antoloji birinci kitapta yer alan öyküm ‘Davetli’ gerçek bir olaya dayanıyor. İstanbul Ermeni kültürünün en iyi hissedildiği semtlerden biri olan Samatya semtinde yaşayan bir Ermeni kızın başından geçen korkutucu olayları, bunları bizzat yaşadığını iddia eden birinden dinledim. Ancak tabii ki bana aktarılan olayı birebir değil, Ermeni geleneklerine ve Hıristiyan inanışına uygun, demonik bir musallat öyküsü şeklinde kurgularken, kimliklerini ifşa etmemek için öyküde bahsi geçen kişilerin isimlerini değiştirdim.

İlham Kaynağı: Nurgül Çelebi/Ölüm Ağacı/Dark Antoloji Birinci Kitap

Dark Antoloji birinci kitapta yer alan ‘Ölüm Ağacı’ isimli öyküm Haydarpaşa tren garında, rayların arasında gördüğüm masum bir siluetin yıllar sonra zihnime yansımasıyla çıktı ortaya. Sonsuzluğa akar gibi görünen rayların muazzam bir düzenle sıralanıp düz bir çizgide uzanmasına inat, bu masum siluetin sahibi olan minik kızın aykırı bir duruşu vardı. Kendisine bakan kişinin huzurunu kaçıran, içinde bulunduğu kusursuz bir tabloyu bozan isyankâr bakışları evrensel düzene karşı savaş açıyordu âdeta. Elindeki bez bebeğin sökülmüş bacakları, yuvarlak yüzünün ortasına iliştirilmiş düğme gözlerinde birinin kaynağından kopmuş olması zihnime yıldırım misali düşmüştü. İşte bu ufak yüreğin parçalanmış bir ailede dünyaya gelmiş olduğu fikriydi ilk ilhamım. Bir kıvılcım, zihnimde arka arkaya sıralanan kadın cinayetleri ve onların bedenlerini göğe yükseltme arzusuyla yanıp tutuşan Toprak Ana Gaia’nın hikâyesini oluşturdu.

Bu evrende kadınları zayıf gören algıya inat, olabildiğince korku salan, tekinsiz kadınların hayaletleri onlara el kaldıranları bir kez daha düşündürmeli…

İlham Kaynağı: Murat S. Dural/Şehir Hatları Vapuru/Dark Antoloji Birinci Kitap

“Dark Antoloji” kapsamında birinci kitapta yer alan, “Şehir Hatları Vapuru” öyküm her şeyden önce üniversite lisans ve yüksek lisans zamanlarıma, Üsküdar İskele yakınında geçen gençlik yıllarıma dayanıyor. O zamanın tahayyülü, bir başlangıç noktası oldu. Küçüklüğümden itibaren İstanbul ve Üsküdar sahilinde büyümek, denize ve hallerine aşina olmak oldum olası beni büyülemiştir. Özellikle eskiden babaannemin sonrasında bizim ve en nihayetinde oturduğum ev olan apartman dairesi lodos ve sis manzarasına, fırtınalara şahit olmak için harika bir konumdadır. Her zaman tazeliğini koruyan bu gizemli İstanbul, bu kentte var olan gündüz gözü düş görmemin de belki de birinci sebebidir. Öykünün özeline gelirsek, sekiz yıl boyunca Eminönü’ne, oradan da Laleli’deki İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne yol alırken toplu taşımalarda gördüğüm karışım, iş ya da okuluna gidenlerin yüzlerindeki ifadeler onları daha yakından izlememe, vapurları benim için daha da kıymetli saymama neden oldu. Tüm İstanbul’u bir yere sığdırmak istediğimde bunun bir vapur ve seferi olacağını düşündüm. Çıkış noktam deniz yolunun imkânsız olduğu bir sis dünyası içinde gelip geçenlerin dokuları, ruhları ile bıraktıkları asıl İstanbul panoramasını çizmekti. Bunu yaparken başta gerilim, sonra korku ve sonuçtaki o nefes verme etkisini yaymaya, farklı koltuklarda, vapurun farklı yerlerinde farklı karakterlerin temsil ettiği halleri aktarmaya çalıştım. Umarım başarmışımdır. Umarım diyorum, nitekim İstanbul gibi bir sır dünyasını keşfetmek, bir sınır çekmek ya da onu ufaltmaya çalışmak imkânsız. “Şehir Hatları Vapuru” öyküsü işte tam bu noktada özel bir seferle yol almaya başlıyor. Çünkü İstanbul ağırladığı halkından azade, kendine münhasır, kendi hayatı, yaşantısı olan bir diyar. Naçizane ancak öykünebiliyor, yarenlik etmeye çalışıyoruz. Korksak da yenmeye çalışsak da kirletsek de isyanlarımızın evi olsa da ona aşk her daim bâki kalıyor. İstanbullu olmak hem lodosunu hem poyrazını hem güler yüzünü hem de öfkesini sevince yerini buluyor.

İlham Kaynağı:Uğur Kılınç/Müzedeki Fısıltı/Dark Antoloji Birinci Kitap

Öykümün çıkış noktası, Osman Hamdi Bey’in 1880’li yıllarda Lübnan’da yaptığı arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkardığı kral mezarları oldu. Bilindiği üzere Osman Hamdi Bey, Osmanlı’nın önemli ressam ve arkeoloğu olmasının yanı sıra İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kurulmasında öncülük etmiştir. Onun Sayda’daki kazılarda ortaya çıkardığı lahitlerin gizemli bir aurası olduğunu düşündüm. Öyle ki, bu lahitlerde gotik yazının önemli isimlerinden biri olan Lovecraft’ın pek çok korku anlatısına esin kaynağı olan Cthulhu Mitosu’nun izlerinin olabileceğini hayal ettim. Böylece öykü İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin, gizemli lahitlerin ve Cthulhu’nun üçgeninde bir gotik anlatı hâlini aldı.

İlham Kaynağı:Uğur Kılınç/Omuzumdaki El/Dark Antoloji Birinci Kitap

İstanbul’un eski konakları artık orada yaşamayan insanların hatıralarıyla dolu ve bu anılar her zaman mutlu değil. Omuzumdaki El, günümüz İstanbul’undaki kalabalığın içinde sözü geçen anıların sesini duyan ve dokunuşunu hisseden bir adamın öyküsü.

Yazarlar: Aşkın Zengin Akkuş, Attila Şanbay, Çağdaş Ulus, Ercan Akbay, Funda Özlem Şeran, Mehmet Berk Yaltırık, Murat S. Dural, Nurgül Çelebi, Özlem Ertan, Uğur Kılınç, Yurdagül Şahin
Sayfa Sayısı: 299
Ebat: 13,5 x 21
Kâğıt: Enso Kitap Kâğıdı
İlk Baskı Yılı: 2021
Baskı Sayısı: 1. Basım
Dil: Türkçe
ISBN: 978-625-44301-9-0

Image-Description
Aşkın Zengin Akkuş

Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve Açık Öğretim Fakültesi Felsefe Bölümü mezunu olan yazar, iş hayatına bankacılıkla başlayıp özel bir şirketin işletme müdürlüğünü üstlenerek sürdürdü. Bu görev sonrasında, uzun yıllar çalıştığı bir firmanın finans bölümünde yöneticilik yapan Akkuş, bir dönem Risk Yönetim Danışmanlığı yaparak profesyonel iş hayatına devam etti.

Şu sıralar kendini tamamen edebiyata adayarak yeni kitaplar ve projeler üzerinde çalışan yazarımız, aynı zamanda Dark İstanbul Kitap Bölümü’nün Yayın Kurulu’nda olup, Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürmektedir.

Attila Şanbay

Çeşitli albüm ve repertuvarlarda yer alan Türk Sanat Müziği eserlerinin sözlerini yazdı.
Bazı sektör ve sanat dergilerine yazılar yazdı, editörlük yaptı. Vordonisi Kayıp Ada adlı romanı, iki farklı ödüle layık görüldü.
Fotoğrafa ve filme çekilmekten hoşlanmayan Şanbay, halen yeni romanlarını kaleme almaktadır.

Yazarın Eserleri
Vordonisi Kayıp Ada, 2018 (Martı Yayınları)
Aynadakiler, 2010 (Nemesis Kitap) / 2014 (Gazenet Kitap)/2019 (Martı Yayınları)
Dark İstanbul Antoloji Birinci Kitap / Lunapark ve Bitmemiş Bir Gece, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)

Çağdaş Ulus

Gazeteci -Yazar Çağdaş Ulus, 1986 yılında Kars’ta dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı.
İletişim Fakültesi’nin Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Mesleğe, staj yaptığı Vatan Gazetesi’nde 2008 yılında başladı. Bu gazetede; muhabir, editör ve haber merkezi şefliği yaptı. Gazete 2018 yılında yönetim tarafından kapatılınca, on yıllık Vatan Gazetesi macerası burada sona erdi. Ardından Türkiye’nin en çok okunan üç haber sitesinden biri olan haberler.com’da haber editörü ve şef editör olarak görev yaptı. 2020 yılından bu yana da KRT TV’de muhabirlik yapıyor.
Ulus, evli ve bir çocuk babasıdır.

Yazarın Eserleri
Cemaat İsterse, 2013 (Kaynak Yayınları)
24 Saat, 2016 (Tekin Yayınevi)
Dark İstanbul Antoloji Birinci Kitap/ Ateş Kuşu, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)

Ercan Akbay

Suçun arkasındaki psikolojiye ilişkin gerilim romanlarıyla tanınan yazar, 1959’da İstanbul’da doğdu. 1978’de Kadıköy Maarif Koleji’nden mezun olup İ.Ü. İşletme Fakültesi’ne başladığı gün çalışma hayatına da ilk adımını attı. Turizm ve elektronik sektörlerindeki deneyimlerinin akabinde bir caz kulübü kurdu, sanat ürünleri ve tasarımla ilgili çeşitli işlerde çalıştı.

Romanları dışında, öykü, makale ve senaryolar da yazan Ercan Akbay’ın gerçek suç hikâyeleri ve seri katiller üzerine araştırma ve incelemeleri çeşitli mecralarda izlenebilir. Türkiye Polisiye Yazarları Birliği’nin kurucu üyelerinden biridir.

Yazarın Eserleri
Kuraldışı Öyküler 1996, Arion Yayıncılık
Erkekler Ağlamaz 1997, Arion Yayıncılık
Tilki Tilki Saat Kaç 2006, Arion Yayıncılık
Değirmenlere Karşı 2010, Doğan Kitap
Ten Kokusu 2012, Gala Yayıncılık
Yağmurdan Önce 2019, Oğlak Yayınları
Dark Antoloji – Birinci Kitap 2021, Dark İstanbul Yayınları
Dark Polisiye – Birinci Kitap 2021, Dark İstanbul Yayınları
Dark Polisiye – İkinci Kitap 2021, Dark İstanbul Yayınları

Funda Özlem Şeran

İstanbul’da doğdu. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamladı. Korku, fantastik kurgu ve bilimkurgu türünde yazdığı öykülerle Türkiye Bilişim Derneği, Türk Fantazya Birliği ve Xasiork Ölümsüz Öykü Kulübü yarışmalarından ödüller aldı. Hem çocuklar hem de yetişkinler için eserler üretiyor.

Yazarın Eserleri
Anne-Kız Diyalogları (Burcu İkizer ile), 2017 (Lamia Yayınevi)
Baba-Kız Diyalogları, 2009 (Lamia Yayınları)
Öğrenciliğin Kitabını Yazdık, Üstelik Kopya Da Çekmedik, 2010 (Hiper Kitap Başlık Yayın Grubu) (Dokuz yazarın katılımıyla ve aynı zamanda editörü olarak.)
Ecel, 2014 (İthaki Yayınları)
Derslerle Başım Dertte (6 kitaplık çocuk edebiyatı serisi), 2012-2014 (Final Kültür Sanat Yayınları)
Gürültücüler (Bilimkurgu Çocuk Romanı), 2014 (Altın Kitaplar)
Korkak Burçak (Çocuk Korku Romanı), 2016 (Altın Kitaplar)
Düğün Alayı (Çocuk Romanı), 2016 (Altın Kitaplar)
Korkusuz Köyün Korkuluğu (Fantastik Çocuk Romanı), 2017 (Altın Kitaplar)
Dünyalılar / Kullanım Klavuzu, 2016 (İletişim Yayınları)
Anadolu Korku Öyküleri-3 Yılgayak / Yılgayak, 2017 (Bilgi Yayınevi)
Karanlık Yılbaşı Öyküleri / Seneye Görüşürüz, 2017 (Bilgi Yayınevi)
Karanlıktaki Kadınlar / Cadı Bostanı, 2018 (Bilgi Yayınevi)
Hayalet Müzik / Münasebetsiz, 2019 (Artemis Yayınları)
Yeryüzü Müzesi / Matruşka 2018 (İthaki Yayınları)
Yüksek Doz Gelecek / Phobos, 2017 (Altın Kitaplar)
Sürpriz (Resimli Çocuk Kitabı), 2020 (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
Phobos, 2020 (Antares Yayınevi)
Dark İstanbul Antoloji Birinci Kitap / Korkunun Kendisi, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)
Dark İstanbul Antoloji İkinci Kitap / Semaver, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)

Mehmet Berk Yaltırık

19 Temmuz 1987’de doğdu. 2010’da Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. Çeşitli internet sitesi ve fanzinlerde, araştırma yazıları ve hikâyeleri yayımlandı. 2013’te FABİSAD’ın düzenlediği GİO Hikâye yarışmasında “Öykü Başarı Ödülü” ve Türkiye Bilişim Derneği’nin düzenlediği “TBD Bilimkurgu Öykü Yarışması”nda mansiyon kazandı. 2017’de Yedikuleli Mansur romanıyla GİO Roman Ödülleri’nde dereceye girerek “Başarı Ödülü” aldı. “Son Gulyabani’nin Yeri” adlı bloğunda öykülerini paylaşmaya devam ediyor.

Yazarın Eserleri
Yedikuleli Mansur, (İthaki Yayınları)
Istrancalı Abdülharis Paşa, (İthaki Yayınları)
Gölgeli Öyküler, (Yenisey Kitap)
Anadolu Korku Öyküleri 2 (Antoloji) /Mezardan Gelen, (Bilgi Yayınevi)
Gio Ödülleri 2013 Seçilmiş Öyküler (Antoloji) /Kumarcı Bahattin, (İthaki Yayınları)
Güçoburlar (Antoloji) / Güçobur, (Doğan Kitap)
Aşkın Karanlık Yüzü (Antoloji) / Ak Yılan, (İthaki Yayınları)
Anadolu Korku Öyküleri 3-Yılgayak (Antoloji) /Cazı Nene, (Bilgi Yayınevi)
Karanlık Yılbaşı Öyküleri-Aralıktan Sızan Karanlık (Antoloji) /Definenin Tılsımı, (Bilgi Yayınevi )
İstanbul 2099 (Antoloji) / Bozkıresk, (Doğan Kitap)
Sabahçı Hasan’ın Gece Düşleri (Çizgi roman Hikâyesi), Seyfettin Efendi ve Esrarengiz Hikâyeleri Şehir, Vakıf ve Sosyal Hayat, Eski İstanbul Kabadayısı Figürü ve Bir Şehrin Yaşadığı Değişimler, (Mahya Yayınları)
Türk Kültüründe Vampirler-Oburlar, Yalmavuzlar ve Diğerleri (Seçkin Sarkpaya ile), (Karakum Yayıncılık)
Bir Kabadayının Anatomisi: Ustura Kemal, (Kitabevi Yayınları)
Dark İstanbul Antoloji Birinci Kitap / Bakır Tastaki Kan, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)
Dark İstanbul Antoloji İkinci Kitap / Bakkalın Üstündeki Apartman, Bizden İyiler, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)

Murat S. Dural

Arkeolog, Yazar, Felsefe öğrencisi. 1973 İstanbul-Üsküdar doğumlu. İlk, orta ve liseyi İstanbul’da okudu. İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans yaptı. 2019 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okumaya başladı.
Assos, Perge, Allianoi gibi kazılarda, yüzey araştırmalarında bulundu. Bitirme tezini “Homeros İlyada’sının Yunan Sanatı’ndaki Ana Teması – Betim Programı” üzerine yaptı.

2014’te Fantastik ve Bilimkurgu Sanatları Derneği’ne (FABİSAD) üye oldu. 2018 Mart itibarıyla halen bu derneğin yönetim kurulunda yer alıyor. İlk öyküler; 2013 yılı itibarıyla Fabilog’da yayımlandı.

Dergilerdeki çalışmaları: Kayıp Rıhtım gibi internet platformlarında; Yabani, Rotka, Vagon, Komplike, Mikrop, Trip ve Lemur gibi dergilerde yazıları, öyküleri, Kitap Eki’nde aylık okuma listeleri, kitap incelemeleri yayımlandı, yayımlanmaya devam ediyor.

İlk Öykü Kitabı; Kibrit Ev 2016 Kasım ayında İthaki Yayınları’ndan Yankı Enki editörlüğünde çıktı. Kayıp Rıhtım’ın düzenlediği “Yılın EN’leri” okur oylamasında Kibrit Ev “Yılın EN İyi Fantastik Öykü Kitabı” seçildi.

Yazarın Eserleri
Kibrit Ev, 2016 (İthaki Yayınları)
Aşkın Karanlık Yüzü / Loholico, 2017 (İthaki Yayınları)
Pati Öyküleri, 2018 (Edebiyatist)
Sadık Dostlarımız, 2018 (Edebiyatist)
Tren Öyküleri, 2018 (Yitik Ülke)
Lefter: Efsaneler Ölmez (Biyografi), 2018 (Dedalus / Gerekli Kitaplar)
Hayalet Müzik / Beyhude Melodiler, 2019 (Artemis Yayınları)
Aslında Yaşanmadı / Fareli Köyün Kavalcısı, 2019 (Arsine Yayınları)
Dark İstanbul Antoloji Birinci Kitap / Şehir Hatları Vapuru, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)

Nurgül Çelebi

Aslen Mardinli olan Nurgül Çelebi, 1985 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Kürtçe, Süryanice ve İbranice dillerini bilen yazar, Mardin Artuklu Üniversitesi Süryani Dili ve Kültürü Ana bilim Dalı’nda Yüksek Lisans eğitimini, Süryaniler’de Güneş ve Ay Sembolizmi isimli teziyle tamamladı. Kısa bir dönem Londra SOAS Üniversitesi’nde misafir öğrenci olarak bulunan yazar, halen Ankara Üniversitesi Dinler Tarihi Ana bilim Dalı’nda doktora eğitimini sürdürmektedir. Şu an doktora tez araştırması nedeniyle Westfälische Wilhelms-Universität Münster’de bulunan yazar, masal diyarı İstanbul’dan çok uzaklarda olmasına rağmen, karanlığın fısıltısını duymaya ve Dark İstanbul için yazmaya devam etmektedir.

Edebiyat hayatında ilk ödülünü, 2000 yılında Onur Güvener Öykü Yazma Yarışması’nda aldı.

Özlem Ertan

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Bölümü’nden mezun oldu. Âşık Kadınlar Denizhanesi ve Benim Güzel Ölülerim adlı romanlarıyla olumlu eleştiriler aldı.

Korku, bilimkurgu ve fantazya türlerindeki öyküleri; Gölge, Yabani ve Lemur gibi dergilerde yayımlandı. Olimpos Öyküleri, Aşkın Karanlık Yüzü, Karanlık Yılbaşı Öyküleri ve Karanlıktaki Kadınlar adlı öykü derlemelerine öyküleriyle katıldı. Müzik temalı korku öykülerinden oluşan Hayalet Müzik derlemesinde hem konsept yaratıcısı ve proje yönetmeni hem de yazar olarak bulundu.

Aynı zamanda gazeteci ve müzik yazarıdır. 2007’de Agos’ta başladığı gazetecilik hayatına Taraf Gazetesi’nde devam etti. 2010-2016 arasında “Operatik” ve “Hayalhane” adlı köşelerinde opera ve klasik müzik yazıları, K Dergi’de ise yazarlar ve bestecilerle ilgili denemeler kaleme aldı. Ayrıca gazetelerin kent ve kültür-sanat eklerinde editörlük, yazı işleri müdürlüğü yaptı.

Şu an Evrensel Gazetesi ile The Voice of Travel Dergisi başta olmak üzere çeşitli basın organlarında klasik müzik, opera ve edebiyatla ilgili yazılar yazıyor, söyleşiler yapıyor. Yazarımız aynı zamanda Dark İstanbul Yayın Kurulu’nda görev almaktadır.

Uğur Kılınç

Uşak’ta doğdu. Lisans öğrenimini Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde tamamladıktan sonra, aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo, Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans öğrenimine başladı.
“Kültürel Bir Değer Olarak Müzik ve Müziğin Mitoloji İle Olan İlişkisi: Amon Amarth Grubuna Göstergebilimsel Bir Yaklaşım” başlıklı tezi ile yüksek lisansını tamamlayan yazar, 2016 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sinema Bölümü’nde doktora öğrenimine başladı. Kendisi aynı zamanda Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmalarını yürütmektedir. Akademik çalışmalarını sinema, edebiyat ve mitoloji alanlarında yoğunlaştıran Uğur Kılınç’ın bu konular üzerine ulusal ve uluslararası yayınları bulunmaktadır. Yazarın öyküleri ve inceleme yazıları ise Lemur Dergi, Komplike Dergi ve Bozuk Dergi’de yayımlanmıştır.

Yazarın Eserleri
Nebel Şatosu ve Diğer Öyküler, 2015 (Gece Kitaplığı)
Oegtar’ın Felaketi, 2016 (Gece Kitaplığı)
Karanlık Yılbaşı Öyküleri / Çörten, 2017 (Bilgi Yayınevi)
Mitolojinin Müziği, 2019 (Karakum Yayınevi)
Hayalet Müzik / İstanbul’un Cadıları, 2019 (Artemis Yayınları)
Dark İstanbul Antoloji Birinci Kitap / Müzedeki Fısıltı, Omuzumdaki El, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)
Dark İstanbul Antoloji İkinci Kitap / Kız Kulesi’nin Cadıları, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)

Yurdagül Şahin

ODTÜ Kimya Mühendisliği’nden mezun oldu. Uzun yıllar mühendis olarak çalıştı. Öyküleri, Varlık Dergisi, Öykü Gazetesi, internet üzerinde yayın yapan edebiyat dergilerinde ve kolektif öykü kitaplarında yer aldı.  2017 yılında Av öykü kitabı Kayıp Rıhtım’ın “2017’nin En’leri” okur oylamasında yılın en iyi Fantastik/Bilimkurgu/Korku öykü kitabı (Yerli) kategorisinde ikinci oldu. Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD) tarafından düzenlenen GİO ödülleri yarışmasında, yayımlanmamış öykü dalında 2016 yılında başarı ödülü, öykü kitabı dalında 2018 yılında en iyi öykü kitabı ödülü aldı.

Yazı atölyeleri, çocuklarla Yönbulucu çocuk romanının sonunu birlikte yazma atölyeleri yapıyor. Bir grup yazar arkadaşıyla birlikte aylık öykü kültürü fanzini, Kiltablet’i çıkarıyor, yayın kurulunda yer alıyor. Çocuklar ve yetişkinler için yazmaya devam ediyor. Aylık öykü kültürü fanzini Kiltablet ise 2016 yılından beri devam ediyor.

Yazarın Eserleri
Av, 2017 (DEX Kitap)
(Çocuk kitabı) Yönbulucu – Kral Kelebeklerinin İnanılmaz Yolculuğu, 2017 (Martı Yayınları)
Veda (E-Kitap), 2010 (AltKitap)
Biber Gazı Öyküleri – Her Göz Bir Yangın Yeri, 2014 (Yitik Ülke Yayınları)
Gurbet: Hasret, Aşk, Fedakârlık Öyküleri, 2015 (Gökkuşağı Kitabevi)
Dark İstanbul Antoloji Birinci Kitap / Düşten Gerçeğe, Gerçekten Düşe, 2021 (Dark İstanbul Yayınları)

Okuyucu incelemeleri

İncelemeler

Henüz bir inceleme yok

İlk incelemeyi sen yap “Dark Antoloji Birinci Kitap”